10 Nisan 2012 Salı

GİRİŞ:

                 IŞIK VE SES ÜNİTESİ

KAVRAM HARİTASI





9 Nisan 2012 Pazartesi

A.SES

Ses kaynakları titreşerek ses meydana getirir. Titreşim, bir cismin ileri geri gidip gelme hareketidir. Ses veren her şey titreşir. Titreşen cisimler ses oluşturur. Ses veren cisimler esnektir. Esnek olan cisimler ses dalgaları meydana getirebilir ve ses dalgalarını iletebilir.
Ses üreten varlıklara ses kaynağı denir.Ses madde değil, enerjidir. 
Dünyanın her yerinde, yaşantımızın her anında farklı seslerle karşılaşırız. Bir yerde ses varsa orada mutlaka bir
cisim ileri-geri hareket ederek titrefliyor demektir. Titreşen cisimler ses meydana getirirler.Aslında tamamen sessiz bir ortam yoktur. Sessiz kabul ettiğimiz ortamlarda bile fark edemediğimiz
titreşimler sonucunda oluşan sesler vardır. Ancak bu sesler insan kulağının algılama sınırlarının dışındadır.


SES VE YAYILMASI:

Durgun bir suya hiç taş attınız mı? Atmadıysanız ya da attığınızda ne olduğunu fark etmediyseniz ilk fırsatta deneyin ve olanları gözlemleyin. Su dalgaları, taşın suya değdiği noktadan başlayan dairesel dalgalar şeklinde
yayılır. Bir diyapazonu titreşir hâldeyken su dolu bir kaba daldırdığımız zaman da aynı durumu
görebiliriz. Dalgalar taşın suya değdiği noktada belirgindir. Bu noktadan uzaklaştıkça giderek sönükleşir ve bir süre sonra kaybolur. Sesin yayılması bazı yönlerden su
dalgalarının yayılmasına benzerken bazı yönlerden benzemez. Örneğin ses de su dalgaları gibi bir noktadan başka bir noktaya doğru dalgalar şeklinde yayılır ve kaynaktan uzaklaştıkça sönükleşir. Fakat su dalgaları
suyun yüzeyinde yayılırken ses dalgaları tıpkı şişirilen bir balonun genifllemesi gibi kaynağından başlayarak her doğrultuda yayılır. Ses, kaynağın yakınında en şiddetli duyulur. Sesi oluşturan kaynaktan uzaklaştıkça sesin enerjisi azalır ve daha az şiddetle duyulur. Öğretmen kürsüden konuşurken öndeki öğrencilerin arkadaki öğrencilere göre daha iyi duymaları bu nedenledir. Sesin kaynaktan dışarı doğru her yönde yayılması ışığın yayılmasına benzer. Örneğin, sınıfın ortasında zil çaldığını düşünelim. Herhangi bir yerde oturan bir öğrenci zilin sesini duyabilir. Aynı şekilde sınıfınızın yanan lambasını sınıfınızın herhangi
bir yerinde oturan arkadaşlarınız görebilir. Fakat ışıktan farklı olarak ses dalgalarının oluşması ve yayılması
için maddesel bir ortama ihtiyaç vardır. Boşluk, içinde herhangi bir madde olmayan yerdir. Madde olmayan hiç bir yerde ses dalgası oluşmaz. Güneş’ten gelen ışınları görebiliriz. Güneş ışınları
uzay boşluğunu geçerek dünyamıza ulaşır. Fakat Güneş’te meydana gelen patlamaların çıkardığı
sesi duyamayız. Çünkü ses uzay boşluğunu geçip Dünya’mıza ulaşamaz. Yandaki çizimlerde de görüldüğü gibi bir saati hava dolu bir cam fanusun içine koyarsak alarmını duyabiliriz. Fanusun içindeki havayı bir pompa ile boşaltırsak artık sesi duyamadığımızı fark ederiz.



SES VE YANSIMASI:

Ses kaynağından çıkan ses dalgaları bir engele çarptığında yani madde ile karşılaştığında ışıkta olduğu gibi maddeden yansıyabilir, madde tarafından soğrulabilir veya maddeden geçebilir.

Sesin Yansıması :
Ses kaynağından çıkan ses dalgalarının bir yüzeye çarpıp geldiği ortama geri dönmesine sesin yansıması denir. Seste ışık gibi yansıma özelliğine sahiptir. Sesin yansıması için kullanılan yüzeyin ışıkta olduğu gibi düzgün ve pürüzsüz olması gerekir. Fakat yansımanın olabilmesi için yüzeyin parlak olmasına gerek yoktur.
Sesin yansıması olayında, ışığın yansıması olayında olduğu gibi yansıma kanunları geçerlidir. (Yani yansıtıcı yüzeye gelen ses dalgası, yüzeyin normali ile eşit açı yapacak şekilde yansır. Yansıma olayında daima gelme açısı yansıma açısına eşittir).
Yansıma olayında ses kaynağından çıkan ses dalgalarının çarptığı yüzeyin düzgün veya pürüzlü olması, yüzeyden yansıyan ses dalgasının miktarını değiştirmez. Yüzey düzgün ve pürüzsüz ise yansıma düzgün olacağı için ses dalgaları aynı doğrultuya gönderilir ve o doğrultuda ses şiddeti artar ve ses daha net duyulur. Yüzey pürüzlü ise yansıma dağınık olacağı için ses dalgaları farklı doğrultulara gönderilir ve (bir doğrultudaki örneğin kulak doğrultusundaki) ses şiddeti azalır.
(Yansıtıcı yüzey olarak düzgün ve pürüzsüz yüzey kullanıldığında sesin daha net duyulmasının nedeni, sesin o yüzeyde düzgün yansımaya uğramasıdır).

NOT :
1- Metrodaki trenin sesinin uzaktan duyulması sesin yansıması ile ilgilidir. Trenin sesi trenden daha hızlıdır ve trenin sesi metronun duvarlarından yansımıştır.
2- Sınıfta iken koridordaki ses dalgaları havada ilerlerken koridorun duvarlarına çarpar. Bu ses dalgalarının bir kısmı duvara girer ve onun içinde yol alır. Duvarda ilerleyen ses, duvardan çıkar ve tekrar sınıftaki havada ilerleyerek kulağa gelir. Duvar sesin bir kısmını soğurduğu için sesin şiddeti sınıf içerisinde azalır.
3- Koridorda bağıran bir kişinin sesinin hem kendisi doğrudan hem de duvarlarda yansıması yayılır.
4- Boş odada çıkarılan ses şiddetlenmiş olarak duyulur. Şiddetli duyulan sesler, odaya eşya yerleştirildiğinde aynı şiddetle duyulmaz. Çünkü boş odada ses dalgalarının bir kısmı odanın duvarlarına çarpar ve tekrar odanın içindeki havada yansır. Bu yansıma tıpkı bir lastik topun duvara çarpıp geri dönmesi gibidir.
5- Yansıma olayında kullanılan yansıtıcı yüzey konumu değiştirilerek;
• Ses istenilen yöne yönlendirilebilir.
• Sesin daha uzaktan duyulması sağlanabilir.
• Sesin yansıma yönü değiştirilince duyulma mesafesi değiştirilir.
6- Banyo gibi bölümlerde yansıtma özelliği fazla olan malzemeler kullanıldığı için ses daha fazla yansır.
7- Spor salonlarında ses yansıması fazla olur. Salondaki sert ve düz yüzey ses enerjisinin büyük bir kısmını yansıtır.
8- Ses 340 m/sn hızla yayılır. Bir binanın önünde oluşan sesin binanın arkasında duyulmasının nedeni, sesin yan binalardan yansımasıdır.
9- Sesin yayılma özelliğinden yararlanılarak okyanusların derinliği ölçülebilir.
10- Tahta, üzerine düşen ses dalgalarının tamamına yakınını yansıtabilme özelliğine sahiptir.
b) Sesin Soğrulması :
Ses kaynağından çıkan ses dalgalarının, çarptığı yüzey tarafından tutulmasına soğurulma denir.
Maddelerin sesi soğurma özellikleri farklıdır. Sert ve düzgün yüzeyli katı cisimlerin sesi soğurma özelliği olmayıp bu cisimler sesi yansıtırlar. Yumuşak ve pürüzlü yüzeyler sesi daha fazla soğurabilirler.
Ses kaynağından çıkan ses dalgaları bir engele çarptığında bir kısmı soğrulduğu için yüzeyin diğer tarafına iletilen ses dalgalarının şiddeti azalır.


SES VE YANKI:

Ses dalgalarının sert bir yüzeye çarpıp tekrar kaynağına dönmesi yankı olarak adlandırılır.
Yankı oluşabilecek yerler genellikle büyük duvarlar ve derin vadilerdir. Fakat sesi yansıtan
yüzeye çok yakınsak kaynaktan yayılan ses ile oluflan yankıyı birbirinden ayırt edemeyiz.
Bir kaynaktan çevreye yayılırken bir engele çarpıp kaynağa doğru geri yansıyan ses dalgalarına denir. Bir vadide ya da mağarada bağıracak olursanız, çıkardığınız sesin bir süre sonra tekrarlandığını işitirsiniz. Sesiniz, tıpkı ışığın bir aynadan yansıması gibi, vadinin yamaçlarından ya da mağaranın duvarlarından yansıyıp tekrar size dönmüştür, ama bu arada biraz zayıflamıştır. Sessiz bir caddede duvar kenarında yürürken, ayak seslerinizin yankısını, sanki ses duvardan geliyormuş gibi işitebilirsiniz. Duvara yaklaştıkça, ayak sesiniz ile yankısı arasında geçen zaman da giderek kısalır ve bu kısalma duvara yaklaşık 30 metre kalıncaya kadar sürer; ondan sonra da yankı artık işitilmez olur. 






SESİN SOĞURULMASI VE YALITIMI



Sesin duvar gibi katı yüzeylere çarptığında bir kısmı yansırken, bir kısmı da iletilir.

Yan odada fliddetli çalmakta olan bir radyoyu duyabiliriz. Çünkü radyodan çıkan sesin

bir kısmı duvardan geçmiştir. Fakat sesin bir kısmı da duvar tarafından soğurulduğu

(emildiği) için kulağımıza gelen ses, radyonun bulunduğu odadaki kadar siddetli değildir.
Maddelerin sesi iletme özelliği sayesinde etrafımızdaki sesleri duyabiliriz. Ancak, fazla
gürültülü ortamlar bizleri rahatsız ettiği gibi çeşitli sağlık sorunlarına da sebep olabilir. Bu
yüzden bu tür ortamlarda ses yalıtımına ihtiyaç duyulur. Benzer şekilde ses yansıması da evlerimiz ve işerlerimizde bazı sorunlara sebep olabilir. Örneğin, sınıfımızda öğretmenimizi ve arkadaşlarımızı daha rahat duyabilmemiz için ses yansımasının çok fazla olmaması gerekir. Aynı şekilde müzik dinlerken de ses yansıması istenmez.

Ses şiddetini kontrol etmek için sesin nasıl iletildiği ve yansıtıldığı yanında sesin nasıl
soğurulduğunu da bilmemiz gerekir. Genellikle evlerimizde sesi soğuran maddeler vardır.
Bazı maddeler sesi daha çok soğururken bazıları daha az soğurur. Ses yalıtımı
sesi daha fazla soğuran maddelerden yapılır.
Kar yağdığında evinizin bulunduğu sokaktaki sesin önceki günlere göre azaldığını fark
etmişsinizdir. Sesin büyük bir kısmı kar tarafından soğurulur. Kar olmadığında, arabanın
motor sesi önce asfalta oradan da kulağımıza yansır. Bu sebeple sokaktan gelen ses
daha şiddetli duyulur.

Benzer şekilde ses yansıması da evlerimiz ve işyerlerimizde bazı sorunlara sebep olabilir. Örneğin, sınıfımızda öğretmenimizi ve arkadaşlarımızı daha rahat duyabilmemiz için ses yansımasının çok fazla olmaması gerekir. Aynı şekilde müzik dinlerken de ses yansıması istenmez. Ses şiddetini kontrol etmek için sesin nasıl iletildiği ve yansıtıldığı yanında sesin nasıl soğurulduğunu da bilmemiz gerekir. Genellikle evlerimizde sesi soğuran maddeler vardır.

Bir binanın duvarları ve tabanları yapılırken ses geçirmemesine önem verilmelidir. Tuğla ile sıva arasına ses yalıtım malzemeleri konularak yan ve alt dairelere ses gitmesi önlenebilir.Yandaki şekilde görüldüğü gibi arabaların egzozlarındaki susturucular ses şiddetini azaltmak için art arda odacık yapılarak ya da sesi soğurucu bir madde ile kaplanarak tasarlanmıştır. Bu odacıklar veya ses soğurucu maddeler oluşan motor sesinin büyük bir kısmını hapseder.Yeşil alanlar yaşamımızda çok önemli bir yere sahiptir. Soluduğumuz havayı temizledikleri gibi şehir gürültüsünün büyük bir kısmı bu yeşil alanlar tarafından soğurulur.







B.IŞIK




Çevremizdeki bütün canlı ve cansız varlıkları, yaşadığımız dünyayı ve içinde bu­lunduğumuz evrenin yıldızlarını, gezegenleri­ni görmemizi sağlayan ışıktır. Bir cismi ya kendisi ışık yaydığı ya da başka bir cismin ışığını yansıttığı için görebiliriz. Kendi ürettiği ışığı yayan cisimler, örneğin Güneş, yıldızlar, alev ve elektrik ampulü birer ışık kaynağıdır. Oysa karanlık gökyüzünde parlayan Ay ve gezegenler yalnızca Güneş'in ışığını yansıttık­ları için görülebilir. 


Işıksız bir ortamda bilgiye ulaşmanın 
zorluğunu tahmin edebilir, hatta ışığın kendimizi 

güvende hissetmemizi sağlayan önemli bir

etken olduğunu da söyleyebiliriz. 
Bizler doğal ışık kaynağımız olan

Güneş’i, etrafını aydınlatan lambayı, yanmakta 
olan mumu ve kendiliğinden ışık yayan 

ateş böceğini, yaydıkları ışığın gözümüze 

ulaşmasıyla görürüz. 
Ayrıca ışık yardımıyla kendiliğinden ışık 
yaymayan kitapları, çiçekleri, dağları, evleri 
ve sayısız varlıkları da görürüz.





Doğal ve Yapay Işık Kaynakları


Görmemizi sağlayan her türlü enerji ışıktır. Her ışık, bir ışık kaynağı tarafından üretilir. Işık yayarak çevresini aydınlatan her şey ışık kaynağıdır. Işık kaynakları ışık yayarak çevrelerini aydınlatırlar.
Işık kaynakları ‘doğal ışık kaynakları’ ve ‘yapay ışık kaynakları’ olmak üzere ikiye ayrılır.

Doğal Işık Kaynakları

Işık kaynaklarından bazıları kendiliğinden ışık üretir. Bunlara doğal ışık kaynakları denir. En büyük doğal ışık kaynağımız Güneş’tir. Güneş kendi ışığını üretebilen bir yıldızdır. Yıldızlar, ateş böceği, şimşek, yıldırım ve deniz diplerinde yaşayan bazı balıklar doğal ışık kaynaklarıdır.

Yapay Işık Kaynakları

Yapay ışık kaynakları - ampulDoğal ışık kaynaklarından gece aydınlatması için yeteri kadar yararlanamayız. Bu nedenle gece aydınlatmasında insanlar tarafından yapılmış yapay ışık kaynakları kullanılır. Ampul, trafik lambası, mum, meşale, televizyon ekranı ve fener yapay ışık kaynaklarıdır.
Doğal ışık kaynakları - mumGüneş, mum alevi gibi bazı ışık kaynakları, çevrelerine ışıkla birlikte ısı da verirler. Ateş böceği, denizin derinliklerinde yaşayan bazı balıklar ve floresan lamba gibi bazı ışık kaynakları ise ışık yayarken, ısı vermezler.
Etrafımızdaki masa, sıra, tahta ve çanta gibi cisimler ışık üretmezler. Ancak bu cisimler Güneş ya da diğer ışık kaynaklarından aldıkları ışığı yansıtabilirler. Bu durumda çevremizde bulunan bu cisimleri ışık üretmedikleri halde görebiliriz.

Kendini Aydınlatan Cisimler

Çevremizdeki bazı varlıklar ortamda bulunan ışık kaynakları sayesinde ışık kaynağı gibi görünürler. Böyle cisimlere kendini aydınlatan cisimler denir. Ay, gezegenler ve trafik levhaları kendini aydınlatan cisimlere örnek verilebilir. Yol kenarlarındaki trafik levhaları ışık yaymadıkları halde geceleri ışık yayıyor gibi görünürler. Bunun sebebi trafik levhalarının üzerinin özel maddelerle kaplı olmasıdır. Bu sayede trafik levhaları diğer maddelerden daha parlak görünürler. Gezegenler ve Ay ışık kaynağı olmadıkları halde, Güneş’ten aldıkları ışığı yayarak parlak görünürler.
Doğal ışık kaynakları - ayBulutsuz bir gecede, gökyüzüne baktığımızda birçok gök cismini görebiliriz. Bu gök cisimlerinden yıldızlar kendi ışıklarını yayarken; gezegenler, ışık kaynaklarından aldıkları ışıkla aydınlanırlar. Gökyüzüne dikkatle baktığımızda ışığı, ay ışığı gibi sabit olanların gezegen veya uydu; ışığı sürekli kırpışanların ise yıldız olduğunu söyleyebiliriz. Mars ve Venüs gezegenleri, gökyüzünün bulutsuz olduğu gecelerde görülebilir.
Işık kaynağının gücü arttıkça yaydığı ışığın da parlaklığı artar. Dolayısıyla kullanacağımız ışık kaynağının gücünü, aydınlatacağımız ortamın büyüklüğüne göre seçeriz. Evlerimizde büyük odaları aydınlatmak için kullandığımız ampullerin gücünün, küçük odaları aydınlatmak için kullandığımız ampullerin gücünden fazla olmasını tercih ederiz.

IŞIK MADDELERLE FARKLI YOLLARLA ETKİLEŞİR


Bir cisim üzerine düşen ışık, cismin özelliğine göre geçebilir, geçmeyebilir veya geldiği

ortama geri dönebilir. Yaptığımız etkinlikte, el fenerinden aynaya gönderilen ışık, geldiği

ortama geri dönmüştür. Işığın bu şekilde bir yüzeye çarpıp geldiği ortama geri dönmesi
yansıma olarak adlandırılır. Etkinlikte kullandığımız samanlı kâğıdın yansıttığı ışık; CD,
alüminyum folyo, metal kaşık ve cilalı tahta blok gibi cisimlerin yansıttığı ışıktan daha
azdır. Bunun sebebi sıraladığımız cisimlerin yüzey özelliğidir. Parlak yüzeyler, üzerlerine
düşen ışığın hemen hemen tamamını yansıtır.
Düz cam, üzerine düşen ışığın büyük bir kısmının
geçmesine izin verirken, siyah kartonda aynı olayı
gözlemleyemedik. Bu gözlemlerimize dayanarak 
cisimlerin ışığı geçirme özelliklerinin birbirinden farklı 
olduğunu söyleriz. Odamızın pencere camından 
dışarıdaki cisimleri kolaylıkla görürken, aynı şeyleri 
buzlu camın arkasından net göremeyiz. Bunu, önceki 
bilgilerimize dayanarak buzlu camın yarı saydam,
pencere camının ise saydam olması ile açıklayabiliriz.
Hatırlayacağımız gibi, yarı saydam cisimler ışığın bir 
kısmını yansıtırken bir kısmını da geçirir. 
Sıvılar ise genellikle ışığı geçirir; ancak bu ışık 
geçirgenliği, bütün sıvılarda aynı değildir. Büyük 
oranda su içeren sirke, hastanelerde kullanılan alkol 
ve sanayide kullanılan asit gibi sıvıların ışığı geçirme 
özellikleri birbirinden farklıdır. İçme suyu ışığı büyük 
oranda geçirir, fakat içerisine süt tozu veya sulu boya 
gibi maddelerden katılırsa ışığı iyi geçirmediğini gözleriz.



IŞIĞIN FARKLI YÜZEYLERDEN YANSIMASI

Düz ayna gibi parlak yüzeylerin ışığı, rastgele doğrultularda değil de belli bir kurala
göre yansıttığını keşfettik. Herhangi bir ışık kaynağından yayılan veya parlak bir yüzeyden
yansıyan ışığı, ışık ışını adı verilen doğrusal bir çizgiyle temsil ederiz. Işığın yayılma ve
ilerleme yönünü belirtmek için de doğrusal çizgi üzerine bir ok koyarız.
Işık, yansıtıcı bir yüzeye çarptığında doğrultusu değişir. Böyle bir yüzeye gönderilen
ışık ışınına gelen ışın, yüzeye çarptıktan sonra geldiği ortama geri dönen ışık ışınına
da yansıyan ışın adı verilir. Yüzey ile 90o’lik açı yapacak şekilde çizilen hayali çizgi de
yansıtma yüzeyinin normali olarak adlandırılır.
Gelen ışın ile yüzeyin normali arasında kalan açıya gelme açısı, yansıyan ışın ile yüzey
normali arasında kalan açıya da yansıma açısı denir. Yaptığımız etkinliğin sonuçlarını
tanımladığımız kavramlarla yeniden ifade edersek, yansıma kanunlarını da belirtmiş oluruz.
İlk olarak aynaya gelen ışını, aynadan yansıyan ışını ve yüzey normalini kâğıt düzlemi
üzerinde çizimle gösterdik. Bu yüzden “Gelen ışın, yansıyan ışın ve yüzey normali aynı
düzlemdedir.” deriz. 
İkinci olarak ayna yüzeyine ışık ışını gönderdiğimiz her denemede gelme açısının
yansıma açısına eşit olduğunu tespit ettik. Bunu “Gelme açısı yansıma açısına eşittir.”
şeklinde ifade ederiz. Bu ifadelere yansıma kanunları denir.

Düzgün  Ve Dağınık Yansıma:

  • Düzgün ve parlak yüzeylere (düzlem ayna gibi) gelen paralel ışık ışınlarının çarptığı yüzeyden paralel yansımasına düzgün yansıma denir. (Düzlem aynadaki yansıma). 
• Cisimlerin bir yüzeyde net görüntülerinin oluşması için düzgün yansımanın gerçekleşmesi gerekir.
• Işık ışınlarının geldiği yerin net olarak görülebilmesi için ışınların düzgün yansıma yapması gerekir.
• Düzgün yansıma sonucu yayılan ışınların görülebilmesi için gözün uygun bir yerde olması gerekir.
• Düzgün yansıma, ayna gibi düzgün ve pürüzsüz yüzeylerde gerçekleşir.
• Düzgün yansımaya uğrayan cisimler parlak görünürler.

Örnekler:
1- Rüzgârsız bir günde, su birikintisinde veya gölde cisimlerin görüntülerinin düzgün görülmesinin sebebi düzgün yansımadır.
2- Buruşuk olmayan alüminyum folyoda düzgün yansıma görülür.

  • Pürüzlü yüzeylere paralel gelen ışık ışınlarının çarptığı yüzeyden birbirine paralel olarak yansımamasına dağınık yansıma denir. 
• Dağınık yansıma sonucu cisimlerin bir yüzeyde net görüntüsü oluşmaz.
• Göz sağlığı ve cisimlerin renklerinin ve şekillerinin daha iyi görülmesi için dağınık yansıma gereklidir.
• Dağınık yansımaya uğrayan cisimler mat görünürler.
• Dağınık yansıma, kumaş, döşeme, kâğıt gibi pürüzlü yüzeylerde gerçekleşir.



GÖRME OLAYI
Herhangi bir cismin görülebilmesi için o cismin ya ışık kaynağı olması ya da ışık kaynağı tarafından aydınlatılmış olması ve cisimden çıkan ya da yansıyan ışınların göze gelmesi gerekir. 
Işık kaynağı olan cisimler ürettiği ışığı doğrudan etrafına yayarlar. Cisimden çıkan ışınlar (yansıma veya kırılmaya uğramadan) doğrudan göze geliyorsa cismin kendisi görülür ve görülen bu cisim ışık kaynağıdır.
Işık kaynağı olmayan cisimler üzerine düşen ışık ışınlarını yansıtırlar. Işık kaynağı olmayan cisimlerin görülebilmesi için, ışık kaynağından o cisim üzerine ışık ışınlarının düşmesi ve ışık ışınlarının cisimde düzgün veya dağınık yansımaya uğradıktan sonra göze gelmesi gerekir. Işık kaynağından çıkan ışık ışınlarını alarak yansıtan ve görünür hale geçen cisimlere aydınlatılmış cisim denir. 
Işık kaynağı olmayan cisimlerin görülmesinin nedeni farklı yüzeylerde gerçekleşen düzgün ve dağınık yansıma olaylarıdır. Düzgün ve dağınık yansıma olayları nedeniyle cisimler daha parlak veya daha mat görünürler. Cisimlerin daha parlak veya mat görünmesinin nedeni, ışığı yansıtma özelliklerinden kaynaklanır. Üzerine düşen ışığı fazla yansıtan cisimler parlak, az yansıtan (fazla soğuran) cisimler mat görünürler. Hiç yansıtmayan cisimler siyah renkli görünürler.

AYNALAR VE KULLANIM ALANLARI

Üzerine düşen ışığın tamamına yakınını kısmını yansıtabilen yüzeylere ayna denir. Aynaların bir yüzeyi çok iyi parlatılmış, diğer yüzeyi ise cıva, kalay, gümüş ve alüminyum ile kaplanmıştır (kaplanmış camlardır). 
Aynalar, yansıtıcı yüzeylerinin şekillerine göre adlandırılırlar. Yansıtıcı yüzeyi düz olan aynalara düzlem ayna, yansıtıcı yüzeyi küre kapağı şeklinde olan aynalara küresel ayna denir.

SORU : 1- Düzlem aynada oluşan görüntü cisimle aynı büyüklükte midir?
2- Düzlem aynada oluşan görüntü düz mü yoksa ters midir?
3- Ambulansların önündeki yazı niçin ters yazılır?

1- DÜZLEM AYNALAR :
Yansıtıcı yüzeyi düz olan aynalara düzlem ayna denir. Düzlem aynaya düşen ışınlar aynada yansıma kanunlarına göre yansırlar. Düzlem aynalarda daima düzgün yansıma görülür.
 

b) Düzlem Aynada Noktasal Olmayan Bir Cismin Görüntüsü :
• Noktasal olmayan bir cismin görüntüsünün bulunması için cismin uç noktalarından aynaya en az ikişer ışın gönderilir ve bu ışınlar yansıma kanunlarına göre aynadan yansıtılır (yani uç noktalarını görüntüsü bulunur).
• Yansıyan ışınların uzantılarının kesiştiği noktalar birleştirilerek cismin görüntüsü bulunur.

c) Düzlem Aynada Görüntünün Özellikleri :

1- Zahiridir yani aynanın arkasında oluşur. (yalancıdır = gerçek değildir = görünendir).
2- Aynanın arkasında oluşur (aynanın içerisinde oluşmaz).
3- Düzdür.
4- Cismin aynaya olan uzaklığı ile görüntünün aynaya olan uzaklığı eşittir.
5- Cismin boyu, görüntünün boyuna eşittir.
6- Cisme göre sağlı solludur. (Sağ el, görüntünün sol elidir).
7- Görüntü aynaya göre simetriktir.

d) Düzlem Aynaların Kullanıldığı Yerler :
Düzlem aynalar, cisimlerin aynı büyüklükte görüntülerini elde etmek için evlerde, mağazalarda, iş yerlerinde ve çeşitli teknolojik araçlarda kullanılır. Ayrıca ısı ve ışık yalıtımı sağlamak için binaların dış cepheleri ayna gibi yansıtıcı camlarla kaplanır. Ayrıca projeksiyon, tepegöz, periskop gibi teknolojik araçların yapımında da kullanılır.

NOT :
1- Yansıma olayında yansıyan ışınların uzantıları kesişirse görüntü zahiri, yansıyan
ışınların kendileri kesişirse görüntü gerçek olur.
2- Gerçek görüntüler görülemez sadece ekran üzerine düşürülebilir. Zahiri görüntüler aynada görülen görüntülerdir.
3- Gerçek görüntü daima ters, zahiri görüntü düz olur.
4- Rüzgârsız havalarda su birikintisi ve göller düz ayna gibi davranır. İlk çağlarda
insanlar Ay’ın göldeki görüntüsüne bakarak Ay’ın göle düştüğünü zannedip onu çıkarmaya çalışmışlardır.
5- Düzlem aynanın önünde duran kişilerden yansıyan ışınlar aynaya çarparak yansır ve tekrar göze gelir.
6- Düzlem aynaya dike gelen ışınlar, kendi üzerinden geri dönecek şekilde yansırlar.
7- Yatay düzlemde duran düzlem aynada; B, C, D, E, H, K, O, I harflerinin görüntüsü kendisi ile aynıdır.
Dikey düzlemde duran düzlem aynada; A, H, I, İ, M, O, Ö, T, U, Ü, V, Z harflerinin görüntüsü kendisi ile aynıdır.


2- KÜRESEL AYNALAR :
Yansıtıcı yüzeyi küre kapağı şeklinde olan aynalara küresel ayna denir. Küresel aynalar çukur ayna ve tümsek ayna olarak iki çeşittir.
Düzlem aynalar için geçerli olan yansıma kanunları, küresel aynalar için de geçerlidir. Fakat düzlem ve küresel aynalardaki yansıma farklıdır. Düzlem aynalardaki yansıma ile küresel aynalardaki yansımanın farkı, düzlem aynalara paralel gelen ışınlar paralel yansırken, küresel aynalara paralel gelen ışınlar paralel yansımayıp ışınlar bir noktada toplanacak veya bir noktadan dağılacak şekilde yansırlar.

a) Çukur Ayna :
Yansıtıcı yüzeyi çukur olan aynalara çukur ayna (konkav ayna = iç bükey ayna) denir. Çukur ayna, cisimlerin görüntülerini büyütebilme ve gelen paralel ışınları bir noktada toplayabilme özelliğine sahiptir.



1- Çukur Aynaya Paralel Gelen Işınların Yansıması :
Çukur aynaya paralel gelen ışınlar, aynada yansıma kanunlarına göre yansıdıktan sonra bir noktada toplanırlar. Çukur aynada yansıyan ışınların toplandığı noktaya odak noktası denir. Aynadan yansıyan ışınlar odak noktasından geçtikten sonra doğrultu ve yönünü değiştirmeden yayılmaya devam ederler.





2- Çukur Aynada Görüntünün Özellikleri :
Çukur aynada cismin bulunduğu yere göre görüntünün özellikleri farklıdır.

1- Cisim odak noktasından uzakta ise; 
– Cisim aynaya yaklaştıkça görüntü büyür.
– Görüntü terstir.
– Görüntü gerçektir.

2- Cisim odak noktası ile ayna arasında ise;
– Cisim aynaya yaklaştıkça görüntü büyür.
– Görüntü düzdür.
– Görüntü zahiridir yani aynanın arkasında oluşur.

3- Çukur Aynaların Kullanıldığı Yerler :
Çukur aynalar teknolojik aletlerde ışığı kontrol etmek amacıyla kullanılır. Bunun nedeni çukur aynanın ışığı bir noktada toplayacak şekilde yansıtmasıdır. Çukur ayna;
• Diş hekimlerinin kullandığı araçlarda kullanılır.
• Güneş ışınlarının odaklanması (bir noktada toplanması) sağlanır. Bu sayede çok yüksek sıcaklıklar elde edilir. (Güneş fırınları bu şekilde çalışır ve bu fırınlar askerler, dağcılar ve işçiler tarafından kullanılır).
• Teleskop yapımında kullanılır.
• Aynanın odak noktasına konan ışık kaynağı sayesinde aynadan ışınlar paralel yansır. Bu özellik sayesinde ışıldak, el feneri ve araba farları yapılır.
• Mikroskopta incelenecek cisim üzerine ışık düşürmek için kullanılır.


b) Tümsek Ayna :
Yansıtıcı yüzeyi tümsek olan aynalara tümsek ayna (konveks ayna = dış bükey ayna) denir. Tümsek ayna, cisimlerin görüntülerini küçültebilme ve gelen paralel ışınları dağıtma özelliğine sahiptir.



1- Tümsek Aynaya Paralel Gelen Işınların Yansıması :
Tümsek aynaya paralel gelen ışınlar, aynada yansıma kanunlarına göre yansırlar ve aynanın arkasındaki bir noktadan çıkıyormuş gibi birbirinden uzaklaşarak yansırlar. Tümsek aynada yansıyan ışınların uzantılarının aynanın arkasında kesiştiği noktaya odak noktası denir. Aynadan yansıyan ışınlar odak çıkacak şekilde yansıdıktan sonra doğrultu ve yönünü değiştirmeden yayılmaya devam ederler.





2- Tümsek Aynada Görüntünün Özellikleri :
Tümsek aynada cisim nerede bulunursa bulunsun görüntünün özellikleri aynıdır. Cisim nereye konursa konsun;
– Görüntü daima cisimden küçüktür.
– Cisim aynaya yaklaştıkça görüntü daha da küçülür.
– Görüntü düzdür.
– Görüntü zahiridir yani aynanın arkasında oluşur.

3- Tümsek Aynaların Kullanıldığı Yerler :
Tümsek aynalar, ışığı daha geniş alanlara yansıttığı için daha fazla aydınlanma veya daha geniş görüş alanı sağlamak için kullanılır. Bu nedenler arabalarda yan ayna olarak kullanılır.

NOT : 1- Araçlardaki yan aynalar, daha geniş bir görüş açısı sağlamak için tümsek aynadan, dikiz aynaları ise arkadaki araçların yerinin tam olarak anlaşılabilmesi için düz aynadan yapılmıştır.




KAYNAKÇA: